meteagca
Modifiye nedir ? Nasıl yapılır ?
2
240
Konuyu Okuyanlar:2 Ziyaretçi

Şuan Offine!
Şuan Offine!
meteagca TofasTeam Üye
TofasTeam Üye

  • Konular40
  • Mesajlar277

  • İsim: Mete
    Şehir: Aksaray
    Yaşınız: 22
    Araç Serisi: Palio 1.4 EL
Modifiye Nedir ? Nasıl Yapılır? Aşamaları nelerdir?

İngilizce “Modified ve Tuning” kavramının Türkçe karşılığı olan “Modifiye”, değiştirmek, kişiselleştirmek, ayarlamak anlamlarına gelmektedir. Teknik olarak ise herhangi bir şeyin üzerinde yapılan değişikliktir. Yani bir anlamda orjinalliğini bozmaktadır. Bu kavram günümüzde genellikle motorlu araçlarda kullanılmakta ve bu konuda her geçen gün yeni yeni fikirler türemektedir.
Günümüz Türkiye’sinde modifiye denildiğinde aklımızda iki çeşit modifiye canlanır. Birincisi aracın dış görünüşünde yapılan değişiklikler, ikincisi de aracın motorunda yapılan değişikliklerdir. En yaygın olanı ise tabiki dış değişikliktir çünkü az maliyetle çok fazla değişiklik yapılabilir ve iyi bir estetik görünüm sağlanabilir. Motor üzerinde yapılan değişiklikler ise genellikle hız, güç ve yarış severlerin tercih ettiği modifiye şeklidir. Haliyle maliyeti de biraz yüksek olabilir.
Bir aracı modifiye etmek zaman ve sabır isteyen bir uğraştır. Çünkü aracın modifiyesi sırasında yapılan küçük yanlışlar büyük kazalar meydana getirebilmektedir. Bu nedenle modifiyenin her aşamasında daha fazla itina gösterilmelidir. Diyelim ki aracınızın motorunu modifiye ettiniz ve beygir gücünü 140 beygirden 190 beygire çıkarmayı başardınız. Burada iş yalnızca motorun gücünü artırmakla kalmıyor. Yani eğer motorda bir güç artışı sağlamışsanız aracın güvenliğine bağlı olarak diğer ekipmanlarıda kontrol etmeniz gerekiyor. Çünkü otomobil üreticileri aracın fren balatalarını, fren disklerini ve en önemlisi lastikleri üretmiş olduğu aracın motor gücüne bağlı olarak milimetrik olarak hesaplamaktadır. Siz motor gücünü artırıp frenlere ve lastiklere dikkat etmezseniz güvenli bir sürüş sağlayamazsınız. Bu nedenle motor gücü artırılan araçlara genellikle performans lastikleri uygulanır ki yol tutuşu ve frenaj iyi olsun.



Modifiye Nasıl Yapılır ?
Son 2-3 yılda ülkemizde, modifiye artık iyici yerine oturmaya başladı diyebiliriz. Her köşede ufak tefekte olsa modifiye parçaları satan yerler görmek mümkün. Bu nedenle artık modifiye yapabilmek eskisi kadar zor değil. Şimdi modifiyede sıkça kullanılan terimlerden ve parçalardan yola çıkarak aracımıza neler yapabileceğimize bir bakalım…
Dış Modifiye: Araca estetik bir görünüm sağlamak ve kısmende olsa performansı etkilemek için yapılan değişiklerdir. Bunlar;
1) Cam Filmi :


Cam filmi modifiyenin en basit aşamasıdır, araca estetik bir görünüm sağladığı gibi, zararlı uv ışınlarından korunmak ve yolcu kabininin güneş ışınlarıyla ısınmasını önlemek amacıyla da kullanılır. Cam filminin diğer bir kullanım alanı sürüş güvenliği sağlamaktır. İyi bir cam filmi gece sürüşlerinde karşıdan gelen keskin ışınları kırarak güvenli sürüş sağlamanıza yardımcı olur. Satış noktalarında “çizilmez cam filmi” veya “amerikan cam filmi” olarak adlandırılır ancak cam filmi çizilmez diye bir kural yoktur. Her cam filmi çizilebilir ancak bazıları daha kaliteli olduğu için çizilmeye karşı daha dayanıklıdır. Ülkemizde aracın ön kısmına cam filmi çektirmek kanunen yasak ancak polis gördüğünüzde camları açarsanız veya gece bir polis gördüğünüzde tavan lambalarını yakarsanız sorun olmaz. Ben bunlarla uğraşamam derseniz tam koyu olmayan 1 ya da 2 numara film çektirmeniz önerilir. Çektirmeniz önerilir diyorum çünkü kendi cam filminizi kendiniz çekmek isterseniz çok uğraşırsınız. Bu konuda uzman bir servisin çekmesi daha uygundur. Maliyeti 50 ile 80 YTL arasında değişebilmektedir.

2) Far Kitleri ve Neon Aydınlatma:

Yine otomobilinde hoş bir görünüm yakalamak isteyenlerin en çok tercih ettiği ürünlerden biridir. Far kiti olarak özellikle Xenon far kitleri sıkça kullanılmaktadır. Bildiğiniz gibi Xenon kimyasal bir elementtir. 1898 yıllında keşfedilmiştir.Otomobillerde ise 1990′lı yıllardan beri kullanılmaktadır ancak son 2-3 senedir yaygınlık kazanmıştır. Xenon farları diğer far kitlerinden ayıran en büyük özellik daha iyi aydınlatma sağlamasıdır. Xenon farların normal sarı renkte ışık veren Halojen farlardan diğer bir farkı ise kit olarak satılmasıdır. Yani bir Xenon lambayı alıp aracınıza direk uyguladığınızda verim alamazsınız çünkü Xenon lambalar mercekli camlara ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle sadece lamba olarak değil far komple set olarak satın alınmalıdır. Kısa mesafede yüksek yoğunlukta ışık yaydığı için daha iyi bir görüş sağlar ancak yansıma fazla olduğundan karşıdan gelen sürücünün gözünü alabilmektedir. Bu nedenle Xenon far alırken Uzun-Kısa değilde sadece Kısa aydınlatma özelliğine sahip farlar tercih edilmelidir.
Diğer bir alternatif ise Angel Eyes adı verilen far kitleridir. Bunlar sürüş anında daha az tehlikeli olabilmekle birlikte beyaz değilde mavi renkte bir ışık yaydığından ve far içerisinde mavi bir halka şeklinde olduğundan göze daha güzel görünmektedir. Xenon ve Angel Eyes far kitlerinin fiyatları kalitesine göre değişmektedir. Ancak ortalama olarak 350 ile 1100 YTL arasındadır.
Neon aydınlatma ise geceleri aracı alımlı gösteren bir başka unsurdur. Neon lambalar ilk olarak dükkanların tabelalarında ve televizyon tüplerinde kullanılmaya başlanmışsa da üretken modifiyeciler tarafından keşfedilerek otomobillere uygulanmıştır. Neon doğada çok az bulunan bir gazdır ve bu gaz genellikle uzunca bir cam tüpün içine doldurulup otomobillerin alt kısmına yerleştirilir ve düşük bir voltajla çalışabilir. Araç altı aydınlatmanın diğer bir alternatifi ise led lambalardır. Yine led lambalar uzunca bir tüpün içine dizilerek küçük bir voltajla çalıştırılabilir.

3) Jantlar ve Lastikler:

Dış modifiyenin vazgeçilmez bir parçasıdır. Kaliteli jantlar kullanılarak estetik bir görünüm yaratıldığı gibi güvenlik ve performans da sağlanmış olur. Dışarıdan bakıldığında jant basit bir parça gibi görünür ancak tam aksine jantların doğru seçilmesi can güvenliği açısından çok önemlidir. Çünkü jantlar aracın fren disklerinin soğutulmasından, performans ve yakıt tüketimine kadar doğrudan müdahalede bulunmaktadır. Bilindiği gibi jantların ölçüleri inç ( ” ) birimiyle belirlenmekte 1 inç ise 2.54 santimetreye tekavül etmektedir. Ülkemizde en çok tercih edilen jantlar 16 ve 17″ jantlar oluyor bundan yukarısı ise ülkemiz yolları açısından pek sağlıklı değil şehir dışına çıktığınızda sadece görünüşünü beğenip aldığınız jantlar başbelası olur. Ayrıca unutulmamalıdır ki jantlar ne kadar genişlerse ağırlıkta o kadar artar ve gerek frenaj gerekse yakıt tüketimi ve performans açısından olumsuz bir durum oluşur. Bunun önüne geçmek için jant alırken aracınızın motor hacmini, oluşacak yakıt tüketimini ve yol tutuşunu da göz önünde bulundururak jant seçimi yapmalısınız. Jantlar nasıl oluyorda yol tutuşunu engelliyor ? diyenler için bir örnek vermek gerekirse; eminim herkes ufak tefek drift ve drag yarışlarının videolarını seyretmiştir. Dikkat ederseniz drift yarışlarında geniş jantlar ve dar yapılı lastikler kullanılır amaç aracın olabildiğince fazla kaymasını sağlamaktır. Drag yarışlarında ise oldukça geniş lastikler ve dar yapılı jantlar kullanılır buradaki amaç ise aracın olabildiğince az patinaj atmasını sağlamaktır. Jantlar tek parça ve çok parçalı olarak satılmaktadır. Çok parçalı jantlar hasar gördüğünde sadece hasar gören parçanın değiştirilmesine imkan tanır bu nedenle tek parçalı jantlara göre daha avantajlıdır. Jantların fiyatlarıda kalitesine göre değişmektedir. Piyasadaki en kaliteli ve güvenli jantlar ise Momo, Enkei ve O.Z’dir. Aracınıza uygun jantı buradan marka ve model seçerek bulabilirsiniz.
Eğer jant seçimini yaptıysanız sıra geldi lastiklere; genel olarak iki tip lastik vardır. Birincisi standart lastikler ikincisi ise performans lastikleri. Standart lastikler 180 km hıza kadar güvenli sürüş sağlar ve lastik üzerinde ” T ” harfiyle gösterilir, performans lastikleri ise 180 km ve üzeri hıza kadar güvenli sürüş sağlar ve lastik üzerinde ” H ” harfiyle gösterilir.

4) Rüzgarlık (Spoiler) :

Sedan otomobillerde bagaj kapağının üzerine, Hatchback otomobillerde ise tavanın arka kısmına takılan ve rüzgarlık olarak bilinen parçadır. Burada ki amaç aerodinamik etkiden olabildiğince fazla yararlanarak aracın yola yapışmasını sağlamaktır. Çünkü bir bir otomobil yere ne kadar güç uygularsa o kadar zor kayar. Yani rüzgarlık güzel bir görünümün dışında yol tutuşu açısından da oldukça aktif rol oynamaktadır. Bu sebeple rüzgarlık alırken sadece şekil olarak beğenip almamak gerekir. Özelliklede rüzgarlığın açısına çok dikkat edilmelidir. Araç hızlandıkça, araca etki eden hava miktarıda artacağı için, rüzgarlık havayı karşılayacak ve aracın arkasının yere bastırılmasını sağlayacaktır. Bir otomobil fabrikadan çıkmadan önce ulaşabileceği en yüksek hız ve buna bağlı olarak oluşacak hava akımı en ince detaylarına kadar hesaplanır. Eğer siz aracınızın motorunu modifiye ederek güç artışı sağlarsanız bu hesaplamaların dışına çıkmışsınız demektir. Bu nedenle araçta fark edilecek hadar güç artışı sağlanmışsa muhakkak rüzgarlık (spoiler) kullanılmalıdır.

5) Spor Amortisörler :

Yere yaklaştırılmış bir binek araç, yerden yüksek bir binek araçtan daima daha sportifdir. İşte spor amortisörlerin kullanım amaçlarından biri budur. Ancak daha önemli bir amaç yol tutuşu sağlamaktır. Yüksek süspansiyona sahip bir otomobil daha fazla esneme payına sahip olacağından keskin bir viraja girildiğinde merkezkaç kuvvetinin etkiyle savrulma eylemi gösterecektir. Spor amortisörlere sahip bir araç için bu durum tam tersidir. Ancak unutmayın ki spor süspansiyonlar daha sert olduğu için konfordan taviz vermeniz gerekecektir.
İç Modifiye : Araca güç artışı sağlamak ve kısmende olsa estetik bir görünüm yakalamak için yapılan değişikliklerdir. Bunlar;

1) Chip Tuning :

Chip tuning uygulaması motor modifikasyonunun temel aşamalarından biridir. Enjeksiyon sistemli benzinli araçlar ile elektronik turbo dizel motora sahip tüm araçlara uygulanabilen chip tuning yakıt tüketiminden bir miktar taviz vererek % 10-15 dolayında tork ve beygir gücü artışı sağlamayı amaçlar. Yapılan bu işlem ile benzinli araçlarda yakıt az miktarda artırılırken turbo dizel motorlar da ise yakıt miktarı artırıldığı gibi gerekirse turbo basıncıda % 30-35 oranında artırılabilir. Bu nedenle turbo araca sahipseniz daha avantajlısınız. Peki bunu neden otomobil üreticileri fabrikada yapmıyorda biz sonradan yapıyoruz ? diyebilirsiniz. Bildiğiniz gibi araç ne kadar çok yakarsa o kadar güç üretir. Ancak otomobil üreticilerinin en az yakıtla maximum güç elde etmeyi hedefledikleri için yakıt tüketimini minimum seviyeye indirerek ya aracın tork miktarından ya da beygir gücünden kaybederler. Eğer aracını seven biriyseniz ve güç artışı sağlamak istiyorsanız Chip Tuning uygulaması başlangıç olabilir. Chip Tuning uygulamasının en büyük dezavantajı 2-3 saat gibi bir sürede tamamlanırken geri dönüşün bazı araçlarda imkansız bazılarında ise çok zor olmasıdır. Bu nedenle bu modifikasyonu yapmadan önce ne istediğinize kesin olarak karar vermelisiniz.
Chip olarak bahsettiğimiz şey aracın beynidir ve bu beyine harcanacak yakıt miktarıda dahil olmak üzere herşey kodlanmıştır. Chip tuning uygulaması yapılırken iki şey göz önünde bulundurulur. Birincisi eğer aracın beyni yeniden programlanabilir nitelikte ise istenilen performansa göre yeniden kodlanır. İkincisi bu beyin yeniden programlanma niteliğine sahip değilse farklı bir beyin takılır. Tabiki bunların maliyeti de farklılık göstermektedir. Chip tuning uygulaması sonucunda her araçta farklı performans artışları gözlenebilir. Bu artış ortalama 8-20 HP arasındadır.

2) Nitro Oxide System (Nos) :

Eminim yarış filmlerinde görmüşsünüzdür bu Nos denilen aleti. Adam direksiyon üzerinden bir düğmeye basar ve koltuğa yapışır. Aslında filmlerde izlediğimiz Nos sahneleri abartı değildir. Çünkü motorda en fazla güç artışı sağlayan yegane parça Nos yani nitrodur. İçten yanmalı bir motora genel olarak baktığımızda oksijen ile yakıt karışımının piston yatağına püskürtüldüğünü ve yanmanın gerçekleştiğini görürüz. Ne kadar oksijen o kadar ateş eşittir güç… İşte nitronun çalışma prensibi de bu sistem üzerine kurulmuştur. Yakıt, hava ve nitro karışımı piston yatağına püskürtülür ve kuvvetli bir yanma gerçekleşir. Buradaki püf nokta nitronun soğuk bir yapıda olmasıdır. Nitronun soğuk yapısı sayesinde piston yatağındaki havanın genleşme katsayısı düşer ve bunun sonucunda piston yatağına yoğunluğu artırılmış havanın dolması sağlanır. Daha yoğun hava daha kuvvetli bir yanma daha kuvvetli bir yanma da daha fazla gücü doğrurur.
Araçlara uygulanan nitro genellikle tüp şeklindedir ve bagaja ya da koltuğun altına yerleştirilir. Faaliyete geçirilmesi ise ya sürücü kabinine ya da gaz pedalının altına yerleştirilen bir düğmeyle sağlanır. Nitro kesinlikle tek başına yanıcı bir madde değildir. Yani filmlerde gördüğümüz o nitronun patlama sahnelerinin tamamen uydurmacadan ibaret olduğunu söyleyebiliriz. Tıpkı diğer motor modifikasyonlarında olduğu gibi nitronun performans artışı da araçtan araca farkılılık gösteririr. Ancak minimum 40 HP güç artışı sağladığı kesindir.

3) Hava Filtresi ve Egzos :

Nos kavramında da bahsettiğimiz gibi motora giren hava ne kadar soğuk olursa yanma da o kadar kuvvetli olur. Hava filtresinin görevlerinden biri de budur. Yani motor için soğuk ve temiz hava akışı sağlamaktır. Bildiğiniz gibi motor ile atmosfer arasındaki tek direnç hava filtresidir. Eğer kullanılan hava filtresi kalitesiz ise kaputun altında oluşan sıcak havayı motora iletebilir ya da dışarıdan gelen tozlu havayı süzmeden motora ulaştırabilir. Bu nedenle hava filtresini hayati önem taşır diyebiliriz.
Piyasada üç çeşit hava filtresi bulunmaktadır. 1) Açık hava filtresi, 2) Kutu içi filtre, 3) Bolt-On Açık Filtre
Bu filtrelerin hepsinin amacı aynıdır. Yani havayı en iyi şekilde motora iletmek ancak açık hava filtresi aracınıza sportif bir ses, % 5 performans ve yarım litre kadar da yakıt tasarrufu sağlar buna karşılık bakımı ve uygulaması daha zahmetlidir. Çünkü bakımları düzenli yapılmadığı takdirde kaputun altında oluşan sıcak havayı motora iletebilir ve performans kaybına neden olabilir. Bunu önlemek için açık filtreler genellikle motor bölümünden uzak bir noktaya monte edilir ya da Subaru İmpreza’da olduğu gibi kaputun üzerinde açılan bir bölme ile dışarıdan hava girişi sağlanır. Kutu içi filtrenin ise bakımı ve uygulaması kolaydır ancak etkisi standart hava filtrelerinden pek fazla değildir. Bolt-on açık hava filtresi ise maliyeti yüksek olduğundan pek tercih edilmez. En kaliteli hava filtreleri ise HKS ve K&N firmalarının ürettiği hava filtreleridir.
Hava filtresi konusunda bir şeyin altını çizmek gerekir ki o da modifiye yapılarak performansı artırılmamış bir araca standartın dışında hava filtresi uygulamanın pek mantıklı olmadığı düşüncesidir. Tamamen yanlış olan bu düşünceye göre eğer araca hava filtresi takılırsa motora giren hava ve yakıt karışımında dengesizlik olur. Yani normal şartlarda motora 15 birim hava 1 birim yakıt giriyorsa hava filtresiyle birlikte hava miktarının artacağı ve motorda dengesizliğe sebep olacağı düşünülmektedir. Ancak burada unutulan nokta ECU cihazıdır. Bildiğiniz gibi ECU motoru her türlü hava koşullarına, basınç değişimine ve yük duruma göre ayarlayan yazılımdır. Haliyle motorun ne kadar yakıt ne kadar hava alacağı ECU tarafından belirlenir. Bu nedenle hava filtresi değiştirildiğinde motorun alacağı hava miktarı artmaz sadece havanın kalitesi değişir. Kaliteli bir hava filtresinin kazandırdığı performans ortalama 5-12 HP’dir.
Aracın rahat bir şekilde hava alması kadar rahat hava vermesi de çok önemlidir. Burada ise devreye egzoz girer. Çok iyi bildiğiniz gibi egzoz yakıt gazlarının dışarı atılmasında etkilidir ve iyi bir performans için bu gazların dışarı kolay bir şekilde atılması çok önemlidir ancak binek araçlarda kullanılan susturuculu egzozlar havanın dışarı atılması sırasında bir direnç oluştururlar. Haliyle performans kaybı oluşur. Bu sebeple spor egzoz olarak bilinen egzozlar geliştirilmiştir. Bunların standartlardan farkı egzoza yansıyan motor sesini fazla kesmeden hem sesi hem de gazları dışarı iletmesidir. Kaliteli bir egzozun kazandırdığı performans 3 ile 8 Hp arasındadır.

4) Blow-Off Valve :

Bu sistem turbo motora sahip araçlar için geçerlidir ve performanstan ziyade turbonun faaliyete geçme süresini azaltmak ve turboyu sağlıklı bir şekilde kullanmak için üretilmiştir. Turbonun görevi motora basınçlı hava akışı sağlamaktır ve gaza bastığınız sürece görevini yerine getirir. Gazı kestiğinizde turbo türbinleri hava akışıyla beraber hala dönmeye devam eder. Ancak türbinleri geçen hava daha fazla ilerleyemeyeceği için ters yönde akmaya başlar ve türbinlerin ters yönde dönmesine neden olur. Bu sırada tekrar gaza bastığınızda ters tarafa dönen türbinler tekrar faaliyete geçmek için durur ve bu kez de diğer tarafa döner. Yani türbinler gaza basarken soldan sağa doğru dönüyorsa gazı bıraktığınızda sağdan sola doğru dönecektir. Bu durum turbonun faaliyete geçmesini geciktirecek ve türbinlere zarar verecektir. İşte bunu önlemek için geliştirilen Blow-Off turbo türbinlerinin ters tarafa dönmesine neden olan havanın, gazı kestiğinizde dışarı atılmasını sağlar. Böylece turbo, gaza bastığınıza daha çabuk tepki verir. Ayrıca dışarı atma sırasında sportif bir ses oluşturur.
alıntıdır:bilgiustam
[Resim: p7g10.gif]
Facebook Mete Han Ağca
Powered by meteagca
Şuan Offine!
Şuan Offine!
white131 _131_
Kovulmuş Üye

  • Konular8
  • Mesajlar397

  • İsim: Ferdi
    Şehir: Bursa
    Yaşınız: 20
    Araç Serisi: 86 - 131 Şahin
bir çoğu yararlı bilgiler, görüpte alıntı yapıp bizi bilgilendirdiğiniz için tşkler, şase modifiyesi, blow off valve değil de motora basınçlı hava göndermek gibi de olabilirdi sadece araçlarda turbo kompresör kullanılmamakta, supercharger gibi kompresörlerde vardır onlarda blow off yoktur gücünü kranktan alırlar vs vs... iyi forumlar
Şuan Offine!
Şuan Offine!
meteagca TofasTeam Üye
TofasTeam Üye

  • Konular40
  • Mesajlar277

  • İsim: Mete
    Şehir: Aksaray
    Yaşınız: 22
    Araç Serisi: Palio 1.4 EL
Maksat forum canlansın Big Grin
[Resim: p7g10.gif]
Facebook Mete Han Ağca
Powered by meteagca